Armanc yoldaşımız yurtseverliği ve geliştirdiği serhildanlarla halkımızın dirilişine öncülük yapan Mêrdîn’de dünyaya geldi.
Armanc yoldaşımız, ailesinin kadim Badika aşiretine mensup olmasından dolayı kendisini var eden değerlere bağlı bir şekilde yetişti. Sistem okullarında 10 yıl okuyan yoldaşımız, daha sonra ailesinin geçimine katkı sağlamak için çeşitli işlerde çalışmaya başladı. Bu süreçte emek olgusuyla tanıştı. İlk gençlik dönemlerinden itibaren yaşamı daha fazla anlamaya başlayan yoldaşımız, ilk köklü çelişkilerini de bu süreçte yaşadı. Bu nedenle yaşama dair sorgulamaları ve itirazları da bu süreçte gelişti. Özellikle halkımızın toplumsal doğasına aykırı olan kapitalist sistem yaşamının giderek halkımız arasında da yayılması Armanc yoldaşımız için en öncelikli sorun oldu. Bunu anlamak ve bilince çıkarmak için çaba içerisinde olmakla birlikte, bu sistemin aşılmasının ciddi bir mücadele gerektirdiğini fark etti. Kurdistan’da yaşayan herkes gibi özgürlük mücadelemizi küçük yaştan itibaren tanıyan yoldaşımız, gerillanın işgalcilere karşı yürüttüğü mücadeleden her zaman güç ve moral aldı. Çünkü kendilerine zorla, baskı ve katliamlarla farklı bir dil ve kültürü dayatan Türk işgalciliğine karşı onları koruyan yegâne gücün gerilla olduğuna inandı. Bu nedenle gerillayı kutsal ve ulaşılması gereken bir hedef olarak belirledi. Yaşadığı çelişkilerin, halkımızın içerisinde bulunduğu sömürge durumu ve soykırım tehlikesinin birbirinden ayrı olmadığını anlayan Armanc yoldaşımız, yoğunlaşmalarını daha derli toplu ve amacına hizmet edecek şekilde yapmaya başladı. Bu temelde hem halkımızı soykırım cenderesinden kurtaracak hem de özgür yaşamı yaratacak tek düşüncenin ve felsefenin Rêber Apo’nun geliştirdiği özgürlük felsefesi olduğuna inandı. Bunun için Rêber Apo gerçekliğini daha iyi anlamak için arayışlara giren yoldaşımız, bu süreçte örgütlü mücadelemizle tanıştı. Gördüğü ilk Apocu militanların yoldaşlık ilişkilerinden ve mütevazı yaşamlarından derinden etkilendi. Aynı zamanda çete saldırılarına karşı Apocu militanlar öncülüğünde halkımızın Rojava’daki kazanımlarının korunduğunu gören yoldaşımız, kendisinin de artık halkımızın özgürlük mücadelesine katılmasının zamanının geldiğini düşündü. Bu temelde 2014 yılında yüzünü Kurdistan dağlarına dönen Armanc yoldaşımız, gerilla saflarına katılarak yaşamında yeni bir sayfa açtı.
Savaşın yoğun yaşandığı bir süreçte özgürlük mücadelesine katıldığının bilincinde olan Armanc yoldaşımız, bu nedenle üstlendiği tarihi görev ve sorumlulukları yerine getirmesi gerektiğinin farkındaydı. Gerillada gördüğü eğitimlere bu bilinçle yaklaşan yoldaşımız, ilk olarak yaşamsal anlamda dağ ve gerilla ile bütünleşme çabasında oldu. Kısa sürede uyum sağlayan Armanc yoldaşımız, aldığı ideolojik eğitimlerle erkenden eleştirisine başladığı kapitalist sistemi ve onun yaşamını daha iyi anlamaya başladı. Kişiliği üzerinde yarattığı etkileri bilince çıkaran yoldaşımız, kendisini bu sistemden ve özelliklerinden kurtarmak için derin bir yoğunlaşma ve çabanın içerisine girdi. Kendisiyle başlattığı savaş, yoldaşlarının da dikkatini çekmiş ve onların da yoğunlaşmasını sağlamıştır. Bu anlamda daha ilk günlerden itibaren örnek alınan Apocu bir gerilla oldu. Aynı zamanda yaşama emekçi katılımı ve mütevazılığı ile öne çıkan yoldaşımız, tüm yoldaşlarının saygısını kazandı. Halkımızın soykırım kıskacında olduğu bir süreçte gerilla saflarına katılmasından dolayı halkımıza yönelik saldırılara cevap vermesi gerektiğinin farkında olan yoldaşımız, bunun da ancak gerillacılıkta derinleşmeyle olabileceğine inandı. Bunun için askeri derslere büyük bir dikkat ve ilgiyle yaklaştı. Kendisine öğretilen tüm gerilla taktiklerini ve silahları öğrenen yoldaşımız, büyük bir özgüven kazandı. Aynı zamanda öğrendiği bu taktik ve silahları en zengin bir biçimde nasıl kullanacağına dair yoğunlaşan yoldaşımız, bu yoğunlaşmalardan önemli dersler çıkardı.
Eğitimini başarılı bir şekilde tamamladıktan sonra Qendîl bölgesine geçen Armanc yoldaşımız, burada çeşitli çalışmalarda yer aldı. Bu çalışmalarda eğitimde öğrendiklerini pratikleştirme imkanı bulan yoldaşımız, mücadele içerisinde kendisinden eski yoldaşlarının tecrübelerinden de yararlanarak yetkin bir HPG gerillası oldu. Temel yoğunlaşması olan halkımızın özgürlüğünde emek ve rol sahibi olma istemini ve iddiasını koruyan yoldaşımız, bunu gerçekleştirmek için ısrarla önerilerde bulundu. Yaşamdaki militanca duruşun ve savaşa katılmadaki iddia, kararlılık ve ısrarıyla yoldaşlarını ikna etmeyi başaran Armanc yoldaşımız, DAİŞ çetelerinin yoğun saldırılarının olduğu alanlara geçti. Birçok devletin çetelere karşı savaşmamak için köşe bucak kaçtığı bu süreçte Armanc yoldaşımız, kuşandığı Apocu irade zırhı ve yüreğindeki inançla yüzünü çetelere karşı savaşa çevirdi. Kısa bir süre kaldığı savaş alanında üstlendiği tüm görev ve sorumluluklarını başarılı bir şekilde yerine getiren Armanc yoldaşımız bir kez daha Medya Savunma Alanları’na dönerek çalışmalarını dağlarda sürdürdü. Savaş sürecinde edindiği tecrübeleri yeni dönem gerilla taktikleriyle bütünleştirmek isteyen yoldaşımız, böylece işgalci Türk devletine karşı etkili bir mücadele yürüteceğine inandı. Bu temelde uzmanlık eğitimine dahil olan yoldaşımız, burada hem birçok yeni taktiği öğrendi hem de tecrübelerini yoldaşlarına aktararak onların da tecrübe kazanmasını sağladı.
Gerilla saflarına katıldığı günden itibaren istikrarlı katılımı, dürüst, emekçi ve mütevazı kişiliği ile örnek bir Apocu militan olan Armanc yoldaşımız, 15 Aralık 2018 günü gerçekleşen bir düşman saldırısında şehadete ulaşarak ölümsüzleşti. Yoldaşları olarak Armanc yoldaşımızın anısını yaşatacak, hayallerini mutlaka gerçekleştireceğiz.
3 Ekim 2025
HPG Basın İrtibat Merkezi






