Berfîn Nûrhaq yoldaş, 1974 yılında Osmaniye’de dünyaya gözlerini açar. Aslen Mereş’in Elbîstan ilçesinden olan Alevi bir ailenin ferdi olarak sürgün hayatında dünyaya gelir.

Bunun etkilerini her zaman yaşar, buna rağmen kültürel özünü korumaya çalışır. Berfîn yoldaş, büyük ve köklerine bağlı bir aşiret olan Alxas aşiretindendir. Düşman saldırıları ve sürgün politikaları sonucu ailesi Kurdistan’dan ayrılır ve Türkiye şehirlerine taşınır. Kültürel değerlerine sahip çıkma, birbirine yakın olma ihtiyacı taşıyan ailesi İzmir’e yerleşir. Berfîn arkadaş o günleri kendi diliyle şöyle anlatmıştır: ‘’Büyüme koşullarım biraz daha sürgün koşullarıdır. Fakirlik, Kürt ve Alevi olmanın getirdiği bilinç de vardı. Derinliklerde özde Kurmanclık bilinci vardı. Biz nedenlerini sorduğumuzda annem derdi: ‘Em Kurmanc in ji bo vê ye.’ Ben ortaokul 1’e kadar okuduğum sıralarda Osmaniye’deydik. Sürgün olmaktan kaynaklı Kürt Alevileri’nin yaşam tarzında devlete karşı bir mesafe vardı, bundan dolayı da her zaman kendi toplumsallığını oluşturuyor. Annem derdi ‘biz gidelim bizden insanların olduğu yere’ diye. Kendi aile ve kültürel çevresi ile yaşamak istiyordu.’’ Daha çocuk yaşlarda sürgün ve katliamlara tanıklık eden gerçekliğin içerisinden Kürtlük ve Alevilik bilincine sahip değer yapıları ve kültürel varlığını korumaya çalışan bir çevrede büyümek Berfîn yoldaşımızın yaşamına köklü bir biçimde etki etmiştir.

Berfîn arkadaş, Çanakkale üniversitesine gidişini ve ailesinden uzak olduğu ortamı dile getirirken aslında arayışını da belirlemiştir. Üniversite ortamında dört ayrı eğilimden insanları tanıyarak ilkesel olarak doğru olduğuna inandığı çevreyle ilişkilenmiştir. Faşistlerin, İslamcıların, devrimcilerin ve bir de bireyci yoz yaşam arayışı olan kesimlerin olduğu bir ortam vardır. Ailenin içerisinde şekillendiği bir kültürü var, bunun yanında İzmir’de kurduğu arkadaşlıkları vardır. Bu arkadaşlığını devrimcilik temelinde olmasa da belli bir duruş ve amaç sahibi olan arkadaşlık grubu olarak tanımlamaktadır. Bir Kürt, bir Alevi, bir kadın olarak ‘bireysel yaşamı’ içinde şekillendiği toplumsal gerçeği, bunun siyaset anlayışını yanlış bulmuş, devrimci ortamda kültürel yapısı gereği arayışını sürdürmüştür. Türkiye solu ile ilk günden ilişkilenmeler içerisine girmiş olsa da arayışlarına yanıt veremediğini görmüş, her zaman annesinin söylediği gibi ‘‘bizden olanlarla’’ deyimi O’nu kültürüne yakın bulduğu Dêrsîmli, Mereşli Alevi Kürt arkadaşlıklar kurmaya itmiştir.

Yurtseverlik bilincinin daha net ifadelere kavuşmasıyla Yekîtiya Ciwanên Kurdistan (YCK) çalışmalarıyla tanışmış, giderek bu alanda aktif bir faaliyet içerisine girmiştir. Berfîn yoldaş, adımlamaya başladığı devrimci yürüyüşünü ‘‘sonu gelmeyen bir yürüyüş’’ olarak ifade etmiş ve o yıllara dair yaptığı bir değerlendirmesinde yoğunlaşma düzeyini şu şekilde dile getirmiştir; “Tabi Kürt-Alevi olarak ezilmişliğin de bilincindeydim, bu yüzden arayışlarım daha da güçleniyordu. Okul ortamında yurtsever öğrenci çalışmalarının örgütlü olmasıyla ben de yurtsever ortamla tanıştım. Üniversite ortamındaki yoğun siyasi çelişkiler, baskılar arayışımı daha da güçlendirdi ve PKK yurtsever gençlik örgütlenmesi ile ilişkileri sağladım ve örgütlü ortama geçtim.” Yine aynı süreçlerde, üniversite yıllarında cezaevlerine ziyaretleri olmuş, Önderliğin ilk çözümlemelerini okumaya başlamış ve giderek Önderlik gerçeğinin, Özgürlük Hareketi’nin hakikatiyle buluşma gerçekliğini yaşamaya başlamıştır. 1995 yılında tüm yasaklamalara ve ağır faşist baskılara rağmen Önderliğin çözümlemelerini okumayı, bu cesareti göstermeyi bir eylem olarak değerlendirmiştir. Önderliğimizin Kurdistan’da Kadın ve Aile Sorunu, Din Sorununa Devrimci Yaklaşım ve 5. Kongre Politik Raporu adlı çözümlemelerini okumuş ve bunlardan derin etkilenmiştir. Bunun sonucu olarak kendisini PKK ideolojisi ile tanımlama ve örgütleme ihtiyacı gelişmiştir. Kurdistan’dan gelen tutsak gerillaların annelerinin durumunu görmesi, yaşam tarzları ve cesareti kararlaşma düzeyini daha da güçlendirmiştir. Gördüğü tüm bu gerçekler onu daha büyük bir amacın sahibi kılmıştır. Çanakkale cezaevine ziyaretleri sırasında özgür kadın duruşuyla adını tarihe yazdıran ve sembolleşen Sema Yüce arkadaşla tanışır. Her ziyareti kendisini ve birlikte olduğu arkadaş grubunu hakikate daha çok yakınlaştırır. 1996 yılında Zîlan – Zeynep Kınacı arkadaşın fedai eylemi Berfîn yoldaşa özgür yaşama giden yolun kapısını açmış ve Şehîd Azê Malazgirt – Aslı Özkaya yoldaşın da içinde olduğu bir grup arkadaşla beraber katılım kararı almalarına vesile olmuştur.

Berfîn arkadaşın özgürlük mücadelesi ve Rêber Apo ile buluşma yolculuğu başlamış, kendisini bu akışa bırakarak hakikat arayışının bir savaşçısı olarak 1997 yılında Balkanlar Sahası üzerinden Apocu Harekete katılmıştır. Bu sahada kısa bir eğitim alarak Önderlik Sahası’na geçmiş, bu temelde özgürlüğü, militanlığı, mücadeleciliği, bir kadın olarak nasıl var olunması gerektiğini özü ve gereklilikleriyle anlama ve kişiliğinde somutlaştırma imkânı bulmuştur. Katılımı itibariyle Rêber Apo’nun 1993 – 1998 savaş yıllarında zafer militanlarını yaratma çabasını Berfîn yoldaş şöyle belirtmiştir: ‘’Önderlik sahası’na gitmek o koşullarda büyük bir şans. Önderliğin örgüte, öncülüğe, komutanlığa, kadroluğa, gerilla savaş tarzına yönelik çok kapsamlı değerlendirmeleri vardı. İnsan eğitmek, devrimci yetiştirmek öyle kolay değil. Önderlik bizzat üniversite gençliğini Avrupa’dan, Yunanistan’dan kendi sahasına çekmiştir. Dêrsîm eyaletine geçecektik fakat Önderlik bizzat talimat verdi. Her kuşak kendi devrimcisini de yaratıyor. Biz, o yıllarda devrimciliğe adım atıyorduk. İnsan PKK ideolojisini öğrendikçe, Önderliği tanıdıkça kendisine ‘tam devrimciyim’ diyemiyor. Devrim sorumluluklarını öğrendikçe yaptıklarının az olduğunu görüyorsun. Önderlik taktik ve tarzda olan tekrara karşı bizzat kendisi kadını-erkeği eğitmek istiyordu. Önderlik örgüt içinde yenilik yapmak, bizleri de 2000’li yılların zafer kadroları olarak hazırlamak istiyordu. Hepimiz Önderliğe anlam vermeye çalışıyorduk, çünkü Önderlik kişiliğine yoğunlaştıkça daha toplumsal oluyorsun.’’

Berfîn Nûrhaq yoldaş, 1997 – 1998 yıllarında Önderlik Sahası’nda kalmış ve bu süreci devrimci olma arayışı ve Önderliği anlama çabası içerisinde olmakla tanımlamıştır. Özellikle o yıllarda cins bilinci ve mücadelesi, cins mücadelesi stratejisi olarak ‘kopuş teorisi’, kadın özgürlüğünün amacını ve nasılını belirleyen Kadın Kurtuluş İdeolojisi’nin somutlaştığı bir ortamda Berfîn arkadaşın var oluş tarzı özgür kadın bilinci ve militanlığı temelinde şekillenmiştir. Bu özellik Berfîn arkadaşın devrimci yaşamının temel esası olmuştur hep. Akademi sahasında tüm diğer kadın arkadaşları gibi kendisini dağa ve gerillaya hazırlama sürecini bir bilinç işi olarak ele almış ve güçlü bir yoğunlaşma süreci yaşamıştır. Eğitim içinde yapılan çözümlemelerde Rêber Apo ile yaptığı diyalogda, sadeliği ve güçlü kararlılığı ile zafer kadrosunu kendinde yaratma istemi, yine Parti bilinci ile ülkesine ve dağlarına kavuşmayı bir öze dönüş olarak tanımlamaktadır. Bir gerilla, kendini tanımlayabileceği bir kimlik için mücadele ederek asıl rengini bulabilir. Berfîn arkadaş da mücadele gerçekliğinde geçirdiği yıllar içerisinde tüm renklerin toplamına ulaşmış, PİR’lik mertebesinde, öncü ve bilge bir kadın, aynı zamanda bir Apocu militan olarak mütevazi yaşamın örneklerinden biri olmuştur. Dağlarla buluşması da Berfîn arkadaşı bir o kadar heyecanlandırmış ve Rêber Apo’dan aldığı perspektif ile yüreğinden gelen ezgileri tüm yoldaşlarına ulaştırmış, Apocu hakikat ile buluşturmuştur. Dağlara yolculuğu başlamış ve o artık bir zafer kadrosu olarak Kurdistan’ın özgürlüğü için savaşan bir kadın militan olmuştur.

Dağlara gelişini bilinç temelinde ele alan Berfîn arkadaş, Kadın Özgürlük İdeolojisinde kendini yetkinleştiren kadın gerilla olmanın onurunu yaşamında hep temsil eden bir yürüşün sahibi olmuştur. 1998 yılında geldiği dağlarda ilk pratiğini Metîna alanında gerçekleştirir.  O yıllarda hissettiği duygularını o zaman yazdığı bir şiirinde şöyle dile getiriyor: ‘’ Xwîn, xwêdan, hesirê çavan. Bû derya her sê dilop. Em wisa digihêjin evîna welat…’’ Yaşadığı yurtseverlik düzeyi ve ülke aşkıyla Kurdistan dağlarının her bir karışını Rêber Apo’dan aldığı perspektif ile adımlamaya başlamıştır. ‘’Kadın gerilla olmanın yaşam ve savaş ilkesi gereği kişilik değişiminin yaşanması gerekir’’ der ve bunu devrim değerinde nitelendirir. Bu temelde birçok alanda görev almış, savaşın her zaman ön cephelerinde yer alarak öncülük misyonunu yerine getirme arayışında olmuştur. Berfîn Nûrhaq yoldaşımız Başûrê Kurdistan’ın birçok alanından Zagroslara, Rojhilatê Kurdistan’dan Şengal’e kadar YJA Star ordusunun öncü komutanlarından biri olmuştur. Şaho dağlarından Nûrhaqlara ulaşma özlemiyle tüm görev ve sorumluluklarını yerine getirmiştir. Yine Qendîl ve Xinerê’de kalmış İran güçlerinin başlattığı saldırılara karşı yürütülen savaşta öncü bir komutan olarak yerini almıştır. Devrimci yaşamında YJA Star çalışmalarının yanı sıra kadın hareketinin toplumsal alan örgütünün kurucu üyelerinden biri olmuş, Önderlik paradigması temelinde toplumsal örgütlenmenin sorumluluğunu öncülük düzeyinde üstlenmiştir. Amaca odaklı ve ilkeli katılımından kaynaklı PAJK Meclisi Üyeliği düzeyinde sorumluluk almış, bu görevini kişiliğinde doğru temsil ederek tüm arkadaş yapımızın saygınlığını kazanmayı başarmıştır. Katılımında Önderlik bağlılığı, bilinci ve sevgisi stratejik olduğundan ilkesel yaşam ve bir komuta gücü olarak her türlü mücadelenin öncülüğünü üstlenme duruşu Berfîn arkadaşı gerçek bir Önderlik militanı haline getirmiş, yönünü her koşulda Önderlik doğruları olarak belirlediğinden kişiliğinde güzelliğin, erdemin, iradenin ve onurun hakikati hep görünür olmuştur. Bu temelde Rêber Apo’nun belirttiği komple devrimci olma esaslarına göre kadın öncülüğünün militanca duruşuyla bütün çalışmaları başarı temelinde yürütmeyi kendine amaç edinmiştir.

Bulunduğu her şart ve koşulda elinden kalemini eksik etmeyen duygu yüklü Berfîn yoldaş, bilgece yaşamı ve duruşu ile tarihte kaybedilen özgür kadın kimliğini yeniden açığa çıkarmak amacıyla, her zaman, her koşul altında yazmış, özgürlük tarihinin eşsiz değerlerini görünür kılmıştır. Şiir yürekli Berfîn yoldaş, duygularını her zaman anlamlandırmayı bilmiş, erkek devlet aklı ve faşist zihniyete karşı yürüttüğü savaşında, özgürlük ateşinin sönmemesi için silahı gibi kalemi de elinden bırakmamıştır. Özgür Kadın Hareketi’nin öncü komutanı olmasında en çok bu yönü etkili olmuştur. Ait olduğu Kurdistan dağlarında kadın yoldaşlığını geliştiren ve büyüten, bunun yanında özgür kadın felsefesine katkıları ile tarihe adını yazdıran özgür kadın hareketinin öncülerinden biri de Berfîn arkadaş olmuştur. Tarihten devraldığı ana-kadın kültürünü kendinde somutlaştıran Berfîn arkadaş, hakikat arayışındaki bilgeliği ile yolculuğuna birçok yoldaşı da katabilmiştir.

‘’Berfîn arkadaş kimdir?’’ sorusuna tüm mücadele arkadaşlarının ve içerisinde kaldığı halkın vereceği yanıt: sadeliği, dost canlılığı ve fedakarlığı kadar amaç insanı olmasıdır. Berfîn yoldaş herkesin ‘hevali’ olmayı başarmış bir kadın gerilladır, bir savaş komutanıdır. Her zaman eğitimi önemsemiş, kendi kadar yanındaki yoldaşını eğitmeyi de kendine görev bilmiştir. Bundan ötürü öz savunma eğitimlerinden ideolojik-teorik eğitime kadar her konuda kendini yetkin kılmayı başarmıştır. İnsanı eğitmenin zorlukları kadar öncü militan yetiştirmenin zahmetlerini Önderlik Sahasındayken görmüş ve Rêber Apo’nun yoldaşı olmanın, özgürlük arayışını güçlendirmekten geçtiği bilmiştir.

Berfîn yoldaş, 2014 yılında Apollo Akademiler Komutanlığı’nda görev almıştır. PAJK 9. Kongresi’ni yaptığı sıralarda DAİŞ çetelerinin Şengal’de halka dönük saldırıları gerçekleşmişti. Kadın Özgürlük Hareketi bu kongrede Êzidî halkına ve kadınlarına dönük yapılan saldırılara karşı güçlü kararlar almış, zafer temelinde kongresini sonuçlandırmış ve Berfîn arkadaş bir YJA Star komutanı olarak Şengal’e doğru yola çıkmıştır. Ömrüne sığdırdığı 24 yıllık mücadele tarihinde en çok etkilendiği dönem Şengal’de halka yapılan fermanın boyutlarıydı. Bir Kürt kadını olarak fermanın beyinlere ve yüreklere kazıdığı acıları görmenin yanı sıra binlerce kadının kaçırılması, teslim alınması ve ardından kadına yaşatılan ve dayatılanlara karşı kadınları savunma iddiası O’na tarihi sorumluluklar yüklemiştir. HPG ve YJA Star gerillaları çağın bu katliamını durdurmaya çalıştıkları gibi sorumlulukları gereği Şengal’i savunmuşlardır. Berfîn arkadaş burada kadınların öz savunmalarını sağlamaları ve öz bilinçlerine ulaşmaları için DAİŞ çetelerine karşı yürütülen tarihi savaşın içinde yer almış, koordine etmiş, en zor koşullara rağmen Êzidî halkının özgürlüğü için büyük bir çabanın sahibi olmuştur. Egîd Civyan, Dilşêr Herekol, Mam Zekî, Zerdeş Şengalî, Nûjîn Amed, Şîlan Goyî, Cîger Goyî, Çeko Çatak ve sayısız kahramanla Şengal’in özgürlüğü için savaşmıştır. DAİŞ çetelerinin insanlık dışı saldırıları karşısında savaş komutanlığından eğitim faaliyetlerine kadar, şehrin savunmasını yapacak taktik ve stratejik açılımlarda öncülük yapmıştır.

Berfîn Nûrhaq arkadaşın Şengal halkı ve Êzidî kadınları için verdiği mücadele O’nu Önderliğe daha çok yakınlaştırmıştır. Evdeki adıyla Xanê olarak anılan Berfîn arkadaş, Şengal’de yıllar sonra peşini bırakmayan birikmiş borcu olarak gördüğü Şehîd Xanê arkadaşa karşı sorumluluğunu yerine getirmeye çalışır. Xanê arkadaş Êzidî bir kadın olarak 90’larda Avrupa’dan parti saflarına katılır ve Kelareş’te 2008 yılında İran güçlerine karşı girilen çatışmada şehadete ulaşır. Esir alınan, katledilen Êzidî kadınlarının isyanına en iyi örnek Şehîd Xanê olmuştur. Direnişinden, mücadelesinden ödün vermeyen böylesi bir Êzidî kadının yoldaşı olmayı bir onur bellemiştir Berfîn arkadaş. Bu yüzden Şengal’de Şehîd Xanê ideolojik-askeri savunma akademisinin kurulmasını sağlayarak Êzidî genç kadınların eğitilip örgütlenerek kendi öz savunma birliklerinin oluşmasını sağlamıştır. Berfîn yoldaş Yekîneyên Jinên Şengalê (YJŞ)’nin kurulmasına ön ayak olan bu projenin içerisinde yer almıştır. Şengal’e fermandan sadece bir ay sonra gitmiş ve Şengal’e gidişini değerlendirdiği bir konuşmasında şöyle demiştir: ‘’Sincar dağlarında olsaydım’ şiirinin ruhuyla gerilla adım adım ilerliyordu Şengal’e doğru. Dûgirê-Dihola arasında ovada yol alırken tam karşımda Şengal yani Sincar dağları. Kilometrelerce yol aldıktan sonra karşımızda Şengal dağının verdiği huzurla yol arkadaşlarıma dönüp ‘Önderliğimizin olmak istediği yerdeyiz’ diyerek başladığım gerilla yolculuğumu kaç yıl aradan geçtikten sonra 2017 Mayıs ayında hiçbir zaman unutmak istemediğim günlerimi ve bir yol yürüyüşünde verdiğim arada, sırtımı bir kayaya dayadığımda aklıma gelen Şengal anılarımı yazmak istedim.’’

Berfîn arkadaş Şengal’de Önderliğimizin olmak istediği yerlerde görevini tamamladıktan sonra tekrar özgür dağlara gelir. YJA Star Merkez Karargah Komutanlığı üyesi olarak görev alır ve YJA Star Merkez Karargahımızın en stratejik çalışmalarından olan Apollo Akademiler Komutanlığı’nın sorumluluğunu üstlenir. Bu temelde yoldaşlarının eğitimini Önderlik gerçeğini doğru anlama ve katılma, özgür kadın kişiliği ve kimliğini yapılandırma, taktik derinlik ve uygulama gücüyle komuta yetiştirme amacına dayandırarak en güçlü biçimde, büyük bir heyecanla, aşkla yürütmüştür. Bu temelde aldığı görevlere sahip çıkarak komple devrimcilik ruhuyla hareket etmiş ve şehadetine kadar giden süreçte özgürlük yürüyüşünü sürdürmüştür.

13 Aralık 2021 tarihinde Türk devletinin Garê alanında gerçekleştirdiği hava saldırısı sonucunda Berfîn Nûrhaq yoldaşımızın şehadete ulaşması, halkımız ve bizler için büyük bir acı yaratmış olsa da, Berfîn arkadaşın yol göstericiliğiyle, ulaştığı özgür kadın kişiliğini esas alarak, yarattığı mücadele mirasına layık olarak, özgürlük mücadelemizi zafere ulaştırma sözümüzü yineliyoruz.

12 Aralık 2025

HPG Basın İrtibat Merkezi

 

 

 

 

 

© 2025 hpgsehit.com KURDISTAN