Mahsum Amara yoldaşımız, sekiz kardeşin beşincisi olarak önderler ve peygamberler kenti Riha’da yaşama gözlerini açtı.
Cibrî aşiretine mensup yurtsever bir ailede yetişti. Riha’da büyüyen yoldaşımızın kişiliği bu kadim şehirde şekillendi. Liseye kadar Riha’da okuyan Mahsum yoldaşımız, Harran Üniversitesi’ni kazanıp burada okumaya başladı. Üniversite ortamına girdiğinde yurtsever devrimci gençlik hareketi ile tanıştı ve hiç tereddüt etmeden aktif bir şekilde çalışmalara katıldı. Mahsum yoldaşımızın, yurtseverlik çalışmalarındaki aktifliği düşmanın dikkatini çekti ve iki kez gözaltı saldırısına maruz kaldı. Demokratik toplum faaliyetlerini yürütürken tutuklandı ve bir buçuk yıl zindanda tutuldu. Mahsum yoldaşımız, zindanı bir akademi olarak ele alıp araştırdı, okudu, tartıştı, yoğunlaştı ve düşünsel olarak kendisini geliştirdi. Düşmanının zindanları birer çürütme merkezi olarak kurgulayıp bunun için insanları zindanlara doldurma politikası, Mahsum yoldaşımızın erkenden bilince çıkardığı bir gerçeklikti. Bu yüzden zindanda düşmanın istediğinin tam aksini gerçekleştiren direngen bir duruş sergiledi. Zindandan çıktıktan sonra öğrenci gençlik faaliyetlerini yürütmek üzere Dêrsîm’deki üniversiteye geçti. Burada da yurtseverlik faaliyetleri gerekçe gösterilerek yeniden tutuklandı. Zindanda güçlü bir şekilde yoğunlaşan Mahsum yoldaşımız, çok iyi anladı ki, TC devletinin Kürtlere ölümden ve zindandan başka bir şeyi reva görmemektedir. Toplum içerisinde silahsız bir şekilde örgütlenme ve politika faaliyetlerini yürütmesine bile tahammül etmemesi Mahsum yoldaşımıza mücadele için başka bir yol bırakmadı. Bu sefer zindandan çıktığında, hiç tereddüt etmeden 2013 yılında yönünü dağlara verip Dêrsîm’de gerilla saflarına katıldı.
Mahsum yoldaşımız, PKK’ye katıldığında 2009 yılında işgalci Türk devleti tarafından hunharca katledilen Amedli genç Mahsum Karaoğlan’ın adını aldı. Rêber Apo’nun köyüne giderken yaşadığı TC zulmü hafızasına kazındı. Bu vahşetin intikamını almak ve hiçbir zaman unutmamak için adını Mahsum Amara koydu. Yüreğindeki intikam duygusu ve mücadele aşkı Mahsum yoldaşımızın hızlı gelişmesini sağladı. Erkenden gerilla tecrübesi edinerek kendisini eğitti. 2013 yılında gerillanın Bakur’dan geri çekilme sürecinde Mahsum yoldaşımız, Dêrsîm’de kalmakta ısrar etti. Bu yüzden Dêrsîm’den hiç kopmadı. İki yıl Pilemûr, üç yıl da Mazgîrt alanında pratik faaliyet yürüttü. Dêrsîm dağlarıyla bütünleşen Mahsum yoldaş, kendinden önceki binlerce gerillanın geçtiği patikalardan yürüdü. Onların birikim ve tecrübelerini alarak anılarını Dêrsîm dağlarında yaşattı. İdeolojik ve örgütsel açıdan kendisini geliştiren Mahsum yoldaş, Apocu çizgide yetkin bir militan haline geldi. Bu yüzden yanlışı ve yetersiz olanı erkenden fark eden, eleştiren, tavır alan ve giderilmesi için çaba gösteren bir pratik sergiledi. Bulunduğu her yerde örgüt çizgisini hakim kılan, ölçüleri yükselten, yoldaşlığı büyüten, morali arttıran ve çalışmaların başarılı olmasını sağlayan bir komutan olarak rol oynadı. Mahsum yoldaşımız, bir devrimcinin toplumdaki sıradan insanlar gibi kapitalist modernitenin girdabına kapılıp tüketiciliğe mahkum olmaması gerektiğini belirtti. Bu yüzden kendi şahsında daima değer üreten, yaratan ve gelişme açığa çıkaran bir devrimci olmayı esas aldı. Tıkanmanın olduğu yerde çözümleyici tarzı, önerileri ve çabalarıyla çalışmaların önünü açtı. Bir hırka bir lokma felsefesine inanan Mahsum yoldaş, bu felsefenin sadece maddiyatla ilişkili olmadığını iyi biliyordu. Sadece maddiyatta değil, maneviyatta da bencil olmamak, hep kendini düşünmemek, sorumluluk ve yükün ağırını kendine almak, yoldaşlarına yardımcı olmak Mahsum yoldaşımızın kendisine esas aldığı temel yaşam parametreleriydi. Bu bilinç ve duygularla yaşama bakan yoldaşımız, daima nefsini terbiye etme, eksikliklerini giderme, özeleştiri halinde olma ve kendini mükemelleştirme çabası verdi.
Mahsum yoldaş, Dêrsîm dağlarında Apocu fedai ruhu içselleştirip yaşamsallaştırarak fedai özgürlük tanrıçamız Zîlan yoldaşın ayak izlerini takip etti. Yazdığı bir raporunda bu temeldeki duygu ve düşüncelerini şu sözlerle ifade etmişti: ‘’Belki Zîlan gibi olamam ama O’nun iyi bir öğrencisi olmak için çabalayacağım. Önderlik gerçeğine ve şehitler gerçeğine ancak böyle bir duruş ve partileşme ile cevap olunur. Tecrübelerle dolu geçen bir pratiği geride bıraktım. Bu tecrübeleri Önderlik gerçeğiyle ve şehitlerin vasiyetleriyle yoğurup daha güçlü çıkışlar yapacağıma olan inancım büyüktür. Önümüzdeki mücadele yılında Önderliğe ve Parti’ye olan inancımla yükleneceğimi, partileşmeyi hücrelerime kadar yaymanın çabasında olacağımı belirtiyorum.''
Apocu fedai militan Mahsum yoldaşımız, böylesine inançlı, kararlı ve yüksek bir çabayla pratiğe yöneldi. Düşmana karşı birçok eylemin gerçekleştirilmesinde rol oynadı. Yüksek cesareti ve fedakarlığıyla saldırı eylemlerine katıldı. Düşman operasyonlarını da büyük bir cesaretle karşılayan Mahsum yoldaşımız, 6 Mayıs 2020 günü yanındaki iki yoldaşıyla birlikte Dêrsîm’in Pulur alanında düşmanla temasa girdi. Bu temasta fedaice düşmanla çatışıp son nefesine kadar direnerek düşmana darbe vurdu ve şehadete ulaştı. Riha halkının değerli evladı, yiğit Dêrsîm gerillası ve Apocu fedai militan Mahsum yoldaşı saygıyla anarken, tereddütsüz şekilde yürüdüğü şehitler çizgisinin amansız takipçileri olacağımızı ve tüm şehitlerimizin amaçlarını başararak ruhlarını şad edeceğimizin sözünü veriyoruz.
19 Kasım 2025
HPG Basın İrtibat Merkezi






