Andok yoldaşımız, her zaman direnişçi kimliği ile önde olan serhildan kenti Gever'de dünyaya geldi.
Ailesinin yurtsever olmasından dolayı öz değerleri ile büyüyen yoldaşımız, Türk devlet okullarında bir süre okuyup, sistemin asimilasyon ve soykırım politikalarına maruz kalsa da kendisini var eden değerlerden olan Kürt dili ve kültürünü korumayı başardı. Kurdistan'da yaşayan her Kürt bireyi gibi Andok yoldaşımız da düşman gerçekliğini ilk olarak gitmek zorunda kaldığı bu okullarda tanıdı. Daha sonra düşmanın katliamcı yüzüyle de tanışan yoldaşımız, özellikle en meşru haklarını talep eden halkımıza yönelik geliştirdiği saldırı, işkence ve katliamlardan sonra Türk devletine büyük bir öfke duymaya başladı. Gençlik dönemlerinde hem düşmanın Kurdistan'daki varlığını hem verili kapitalist yaşama dair çelişki ve sorgulamaları artan yoldaşımız, bunlara cevap bulmanın arayışına girdi. Yaptığı bir değerlendirmede sistem yaşamının anlamdan yoksunluğunu erkenden fark etmesini bir şans olarak değerlendiren yoldaşımız, böylece özgür yaşama kapı araladığını ifade etti. Kapitalist sistem yaşamının insana amaçsızlığı ve tamamen sisteme boyun eğmeyi dayattığını çözümleyen yoldaşımız, böyle bir yaşamın yaşanmaya değmeyeceğini bilince çıkardı. Yaşadığı çevrenin yurtsever olmasından dolayı mücadelemizi belli oranda tanıyan yoldaşımız, yaşadığı bu yoğunlaşmalardan sonra Rêber Apo felsefesini daha fazla merak etti. Önderliğin özgürlük felsefesini kabul eden ve yaşayan insanların yaşamda daha canlı, iradeli, özgür ve anlam dolu olduğunu gözlemleyen yoldaşımız, yaşama dair aradığı cevapları Rêber Apo'da bulabileceğine inandı. Aynı zamanda bu felsefenin bir mücadele felsefesi olduğuna da kanaat getiren yoldaşımız, halkımızın da ancak Önderlik fikirleri ile özgürleşebileceğini gördü. Bu temelde yoğunlaşmalarını daha da derinleştiren yoldaşımız, mücadeleye atılma kararlılığına ulaştı. Özgür ve anlamlı yaşamın ancak uğruna mücadele edilerek elde edileceğinin bilincinde olan yoldaşımız, bunun da ancak Kurdistan dağlarında mümkün olacağına inandı. Bu temelde 2015 yılında yüzünü Zagroslara dönen yoldaşımız, gerilla saflarına katılarak yaşamında yeni bir sayfa açtı.
Gerillacılığa Avaşîn bölgesinde başlayan Andok yoldaşımız, ilk olarak gerillanın yoldaşlık ilişkilerinden ve komün yaşamından etkilendi. Kapitalist sistemdeki yaşamdan ve arkadaşlık ilişkilerinden farklı ve daha değerli olarak ifade ettiği bu iki özellikle gerilla yaşamına tutundu. Aldığı eğitimlerle kendisini ideolojik anlamda geliştirme imkanı bulan Andok yoldaşımız, özellikle mücadele tarihi ve halk tarihi derslerini büyük bir ilgi ile dinledi. Böylece mücadelesini sağlam bir temele oturtma imkanı bulan yoldaşımız, kendisini de detaylı bir çözümlemeye tabi tuttu. Derslerde anlatılanların aynı zamanda kendi gerçekliği olduğunun bilincinde olan yoldaşımız, kapitalist ve sömürgeci sistemin kişiliğinde yarattığı tahribatları çözümleyerek bunları aşmanın çabasına girdi. Bu anlamda kendisiyle çetin bir mücadele yürüten yoldaşımız, güçlü iradesi sayesinde kendisinde önemli değişim ve dönüşümler yaratmayı başardı. Gerilla saflarına katıldıktan kısa bir süre sonra işgalci Türk devletinin başta gerilla alanları olmak üzere halkımıza ve Hareketimize yönelik kapsamlı saldırılar başlatması, Andok yoldaşımızın askeri yoğunlaşmalarını daha da derinleştirdi. Düşman saldırılarına karşı profesyonel gerilla taktikleri ile cevap verilmesi gerektiğini düşünen Andok yoldaşımız, bu anlamda askeri dersleri büyük bir dikkatle takip etti. Birçok gerilla taktiği ve silahı kullanmayı öğrenen yoldaşımız, bu anlamdaki yoğunlaşmasıyla yoldaşlarına da örnek oldu.
Eğitimini başarılı bir şekilde tamamladıktan sonra yine Avaşîn bölgesinde pratik çalışmalara katılan Andok yoldaşımız, bir süre eğitimde öğrendiklerini yaşamsallaştırmanın çabasında oldu. Bu süreci daha çok tecrübe kazanma süreci olarak değerlendiren yoldaşımız, gerilla saflarında kendisinden eski yoldaşlarının savaş tecrübelerinden de yararlanarak kendisini çetin bir savaş sürecine hazırladı. 2016 yılıyla birlikte düşman saldırılarının yoğunlaşması ve özgürlük mücadelemizin de ivme kazanmasıyla savaşa dair yoğunlaşmalarını daha da derinleştiren Andok yoldaşımız, ısrarla savaşın yoğun olduğu alanlara geçmek istedi. Yaşamdaki duruşu ve kendisinde yarattığı Apocu militanlık özellikleri sayesinde yaptığı öneri kabul edilen Andok yoldaşımız, nihayet düşmana olan öfkesini pratikleştirebileceği imkanı buldu. Avaşîn bölgesinde savaşın yoğunlaştığı alanlara gider gitmez hemen düşman karşı geliştirilen eylemlere katılma isteyen yoldaşımızın bu istemi hemen kabul edildi. Cesareti ve fedakarlığı ile yoldaşlarına da güç kaynağı olmayı başaran Andok yoldaşımız, girdiği eylemlerin başarılı geçmesi için tüm benliği ile katılım sağladı. Düşmana etkili darbelerin vurulduğu bu eylemlerde önemli bir rol oynayan yoldaşımız, mütevazılığı ile de yoldaşlarının günlünde yer edinmeyi başardı.
Ailesinden aldığı terbiye, ahlak ve kültürel birikimle Apocu özgürlük felsefesini harmanlayarak devrimci bir kişiliğe ulaşan Andok yoldaşımız; dürüst, sade ve samimi özellikleri ile tüm yoldaşlarının yüreğinde yer almayı başardı. 2 Mayıs 2018 günü gerçekleşen bir düşman saldırısında beraberindeki Egîd yoldaşımızla birlikte şehitler kervanına katılan Andok yoldaşımız, her zaman önümüzü aydınlatacak bir meşale olacaktır.
25 Ekim 2025
HPG Basın İrtibat Merkezi






