Azad yoldaşımız, aslen Riha’nın Siwêreg ilçesinden olan yurtsever bir ailenin ferdi olarak Amed'de dünyaya geldi.

Amed gibi Kürtlüğün ve direnişin merkezi olan bir kentte doğup büyümüş olması nedeniyle öz kimliğine bağlı bir şekilde yetişti. Bu nedenle her zaman çevresinde sevilip sayılan biri oldu. Türk devlet okullarında bir süre okuyan Azad yoldaşımız, daha sonra ailesinin maddi durumundan kaynaklı okulu bırakıp çalışmak zorunda kaldı. 2002 yılında gittiği İstanbul'da birçok farklı işte çalışan yoldaşımız, böylece ailesinin geçimine katkıda bulundu. Erken yaşta aldığı sorumluluklar nedeniyle olgun bir kişilik kazanan yoldaşımız, kendi ayakları üzerinde durmayı, emekle değer yaratmayı bu süreçte öğrendi. Bir Kürt genci olarak çalıştığı ve yaşadığı yerlerde ayrımcılığa maruz kalan ve buna ilk başlarda anlam veremeyen yoldaşımız, zamanla düşman gerçekliğini tanıdıkça halkımızın yaşadığı baskı, işkence ve maruz kaldığı göçertme politikalarını daha iyi anladı. Bu süreçte yaşadığı yoğunlaşmalarla düşmanın halkımız üzerindeki soykırım politikalarını bilince çıkaran Azad yoldaşımız, buna karşı mücadele etmesinin insani ve vicdani bir sorumluluk olduğunu düşündü. Bu temelde ilk olarak devrimci, yurtsever gençlik ile tanışan yoldaşımız, büyük bir istek ve kararlılıkla bu çalışmalardaki yerini aldı. Kısa sürede aktifleşen yoldaşımız, başarılı bir pratiğin sahibi olarak kendisi gibi Türkiye metropollerine göç etmek zorunda kalan Kürt gençlerini bilinçlendirip örgütleyerek mücadele saflarına kattı. Yaptığı başarılı çalışmalar nedeniyle düşmanın da dikkatini çeken ve denetimine giren yoldaşımız, 2007 yılında düşmana tutsak düştü. Zindan sürecini kendisini ideolojik ve teorik anlamda geliştirme ve örgütsel tecrübe anlamında yetkinleştirme süreci olarak değerlendiren yoldaşımız, bu temelde güçlü bir yoğunlaşma yaşadı. Aynı zamanda düşmanın zindanlarla insanlarımızı mücadeleden soğutmaya çalıştığının ve marjinalleştirmek istediğinin bilincinde olan yoldaşımız, buna karşı her zaman duyarlı oldu. Mücadele tarihimiz açısından zindan direnişinin öneminin farkında olarak düşmanın tüm baskılarına karşı direniş çizgisini esas aldı.

Zindandan alnının akıyla çıkan ve mücadelesini daha da büyüterek sürdürme kararlılığında olan Azad yoldaşımız, böylece düşmana en anlamlı cevabı verdi. Zindanların direnişi büyütme mekanları olduğu gerçekliğini düşmana bir kez daha gösteren yoldaşımız, bazı yoldaşlarının önerisiyle basın çalışmalarına dahil oldu. Apê Musa'nın generallerinden biri olarak bu çalışmaya sıfırdan başlayan yoldaşımız, yaşadığı ilçede gazete ve dergi dağıtımına başladı. Yürüttüğü çalışmanın önemini ilk olarak kendisini dört gözle bekleyen gazete okurlarının heyecanından anlayan yoldaşımız, bu yurtsever insanlara sadece gazete ulaştırmadığını aynı zamanda bir mücadeleyi de ulaştırdığını ve taşıdığını anladı. Üstlendiği yükün ağırlığı ve sorumluluğunun bilincinde olarak daha aktif bir şekilde çalışan yoldaşımız, bu süreçte her ne kadar düşmanın baskı ve gözaltı uygulamalarına maruz kalsa da mücadelesinden bir adım dahi geri atmadı. Daha sonra kendisini basın faaliyetlerinde geliştirmek isteyen yoldaşımız, akademik düzeyde bazı eğitimler alarak haber ajanslarında çalışmaya başladı. Halkımızın özgürlük mücadelesini ve buna karşı düşmanın saldırılarını tüm Kurdistan ve Türkiye toplumuna aktaran yoldaşımız, hakikatin açığa çıkmasında önemli bir rol oynadı. Kendisine PKK’nin basın çalışmalarını ilk başlatan Mazlum Doğan ve sonrasında bu geleneğin sürdürücüsü olan Gurbetelli Ersöz yoldaşımızı örnek alan Azad yoldaşımız, özgür basın geleneğinin kararlı bir sürdürücüsü oldu. Uzun bir süre bu çalışmalarda yer aldıktan sonra küçük yaştan itibaren ulaşmak istediği yegâne amacı olan gerilla saflarına katılmak için yoğunlaşan Azad yoldaşımız, sadece halkımızın sesini duyurmaya çalışmanın halkımızı özgürlüğe kavuşturmadığını düşündü. Yaptığı çalışmanın öneminin ve değerinin farkında ama aynı zamanda mücadelesini daha da büyütmenin arayışında olan yoldaşımız, bu temelde 2013 yılında yüzünü Kurdistan dağlarına dönerek gerilla saflarına katıldı.

Gerilla saflarındaki ilk eğitimini Botan'da alan Azad yoldaşımız, uzun yıllar uzak yaşamak zorunda kaldığı Kurdistan'a bir gerilla olarak dönmenin onurunu yaşadı. Kurdistan doğasının muhteşemliğini şiirsel bir dille ifade eden yoldaşımız, bu süreçte yaşadığı coşkuyu ve heyecanı yaşamının en değerli anları olarak tanımladı. Gördüğü ilk gerillaların yaşam duruşlarından ve yoldaşlık ilişkilerinden derinden etkilenen Azad yoldaşımız, bu yoldaşlarımızı kendisine örnek aldı. Botan alanında kısa bir süre kaldıktan sonra Medya Savunma Alanları'na geçen yoldaşımız, Zap bölgesinde çalışmalara katıldı. Bir süre altyapı çalışmalarında yer aldıktan sonra yoldaşlarının önerisiyle Zap'ta basın çalışmalarına dahil oldu. Buradaki disiplinli ve düzenli çalışma tarzı ile yoldaşlarına güven veren kişiliği sayesinde HPG BİM bünyesindeki çalışmalara geçti. Burada ilk olarak Şehîd Deniz Fırat Basın Akademisi'nde eğitim gören Azad yoldaşımız, bu eğitimi başarılı bir şekilde sonuçlandırdı. Böylece basın çalışmalarına aktif katılarak gerillanın sesi ve mücadele hakikatimizin görünen yüzü oldu. DAİŞ çetelerinin Başûrê Kurdistan'a yönelik saldırılarını artırması üzerine buradaki direnişi tüm dünyaya duyurmak üzere Kerkuk alanına geçti. Buradaki gerilla birliklerinin yurtsever halkımızla birlikte DAİŞ çetelerini püskürtmesini ilk elden tüm Kurdistan ve dünya kamuoyu ile paylaştı. Mexmûr – Kerkuk hattında bulunduğu süreçte aynı zamanda Apocu militanlık görevlerini de eksiksiz bir şekilde yerine getirdi. İdeolojik ve askeri anlamda yaşanan yetersizlikleri sürekli eleştirerek ve yoldaşlarına destek olarak aşmanın çabasında olan Azad yoldaşımız, bu duruşuyla hem yoldaşlarına güven verdi hem de mücadele çizgisinin aşınmasının önüne geçerek üzerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getirdi. Emekçi ve fedakar yönü her zaman ön planda olan yoldaşımız, bu süreçte yaşanan direnişin her anının ve ayrıntısının mutlaka topluma mal edilmesini ve yaşanan kahramanlıkların halkımızca bilinmesini amaçladı. Bu yönlü güçlü bir yoğunlaşması olan yoldaşımız, bu yoğunlaşmasını pratiğe aktarmak için üstün bir çabanın sahibi oldu.

DAİŞ çetelerinin büyük oranda yenilgiye uğratılmasından sonra bir kez daha yüzünü Medya Savunma Alanları'na dönen Azad yoldaşımız, bu sefer dağlarda yaşanan destansı direnişi ölümsüzleştirmek istedi. Daha önce mücadele yürüttüğü Zagroslara geçen yoldaşımız, burada süren direnişi ve bu direnişin kahramanlarını çektiği fotoğraf ve görüntülerle tarihe ve halkımızın yüreğine nakşetti. Zagroslara ulaştığında yaşadığı coşku ve heyecanı yoldaşlarıyla da paylaşan Azad yoldaşımız, yılların özlemini doyasıya giderdi. Çeşitli sağlık sorunları olmasına rağmen bunları hiçbir zaman mücadelesinin önünde engel olarak görmeyen yoldaşımız, dağlarda soluduğu her özgür nefesin, yoldaşlarının yüzünde gördüğü her samimi tebessümün kendisi için ilaç olduğunu ifade etti. Bu nedenle hiçbir zaman dağlardan kopmak istemeyen yoldaşımız, taşıdığı devrimci ruhla tüm yoldaşlarına örnek oldu. Başarılı bir basın emekçisi ve ilkelere bağlı bir Apocu militan olan yoldaşımız, halkımız üzerinde soykırım saldırıları geliştiğinde hiç tereddüt etmeden bir savaşçı olarak direniş cephesinde yer almak için ısrarlı önerilerde bulundu. Her şeyden önce Apocu bir özgürlük gerillası olduğu gerçekliğini hiçbir zaman aklından çıkarmayan Azad yoldaşımız, tüm yoğunlaşmasını bu eksende yaptı. Bu nedenle her zaman her göreve hazır oldu. Bu duruşuyla yoldaşlarının elini güçlendiren Azad yoldaşımız, kendisini tamamen özgürlük mücadelesinin zaferine adadı.

29 Nisan 2019 günü Garê’de görevi başında olduğu bir sırada gerçekleşen düşman saldırısında şehitler kervanına katılan Azad yoldaşımız, her zaman kendisine örnek aldığı Şehîd Gurbetelli Ersöz, Şehîd Halil Dağ, Şehîd Deniz Fırat ve Şehîd Arhat Balar’ın ardılı olarak hakikat yolculuğunu zirvede tamamlamayı başardı. Yoldaşları olarak Azad yoldaşımızın hayallerini mücadele gerekçesi yaparak anısını Özgür Kurdistan'da yaşatacağımızın sözünü veriyoruz.

29 Ekim 2025

HPG Basın İrtibat Merkezi

 

 

 

 

 

© 2025 hpgsehit.com KURDISTAN