Rizgar Farqîn yoldaşımız, Farqîn’de beş kardeşin üçüncüsü olarak yaşama gözlerini açtı. Kadim Kürt kültürünün, tarihi yapıların ve köklü yurtseverliğin sembolü ve merkezi olan Farqînli bir ailenin ferdi olarak dünyaya gelmesi Rizgar yoldaşımızın karakterini ve sonraki yaşamını da belirledi.

Ailesinin güçlü ahlaki politik toplum ölçüleriyle, derin yurtseverlik bilinci ve duygularıyla yetişti. Rizgar yoldaş, ötelenen, hor görülen ve yok edilmeye çalışılan Kürt dilini ve kültürünü capcanlı yaşadı. Bir Kürt ve Kurdistanlı olarak yaşamayı onur payesi olarak gördü, hor görülen kimliğine her şart altında sahip çıktı. Türk devlet okullarında başarılı bir öğrenci olarak okudu, çalışkanlığıyla öne çıktı ve tüm öğretmenlerinin gözdesi oldu. Ancak ne kadar çalışıp başarılı olsa da, Kürt inkarı üzerine kurulu TC düzeniyle bir türlü bütünleşemedi. Rizgar yoldaşımız, liseyi bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Eczacılık bölümünü kazandı. Ankara’ya gittiğinde, tıpkı Rêber Apo’nun 1969’da Ankara’ya gidişi gibi Kürtlüğünü de kendisiyle götürdü. TC devletinin başkentinde okurken onun devlet sistemiyle yaşadığı çelişkiler daha da derinleşti. Toplumdaki birçok gencin hayali olan ve bir insanın maddi olarak çok fazla gelir elde edebileceği eczacılık mesleğinden ziyade, Kürt halkının özgürlük davası, kimlik ve varlık sorunu O’nun için daha önemliydi. Bu yüzden kendi bireysel yaşamını düşünüp, TC sistemine eklenip, onun bir memuru olacağına, halkının özgürlük mücadelesinin bir neferi olmakta karar kıldı. Rizgar yoldaşımız, aydın, bilinçli, kendini yetiştirmeyi başarmış bir genç olarak sistemin tüm olanaklarını elinin tersiyle itip mücadele yolunu seçti.

Ankara’da yurtsever devrimci gençlik çalışmalarına katılıp faaliyet yürüttü. Toplumsal alanda yürüttüğü bu faaliyetlerinden dolayı işgalci Türk devleti tarafından tutuklanıp üç yıl zindanlarda alıkonuldu. Çünkü TC sisteminde bir Kürt Kürtlüğünden vazgeçerse kendisine tüm kapılar açılıyor, ancak bir Kürt Kürtlüğünde ısrar ederek en ufak bir çalışma bile yaptığında ya öldürülüyor ya da tutuklanıyordu. Rizgar yoldaşımız da bu yalın düşman gerçekliğiyle mücadelesinin ilk döneminde yüz yüze geldi. Egemenler zindanları, insanları fikri ve fiziki olarak çürüterek teslim almanın yeri olarak kurgulamıştır, boyun eğmeyen insanları tutuklayarak engellemeyi tek çare olarak görürler. İşgalci Türk devleti de bu politika temelinde Rizgar yoldaşımıza engel olmaya çalıştı. Ancak bırakalım fikri ve fiziki olarak geriletmeyi, Rizgar yoldaşımız zindanı büyük bir devrim okulu olarak değerlendirip kendisini daha çetin mücadele süreçlerine fikren ve fiziken hazırladı. Hem araştırdı, okudu, tartıştı, yoğunlaştı ve yoldaşlarıyla paylaştı, hem de zindanda daracık bir hücrede de olsa sürekli spor yaparak bedenini eğitti. Fikren ve fiziken dinç kalmayı başararak zindandan çıkan Rizgar yoldaş, düşmanın elinden kurtulduğu gibi 2012 yılında Kurdistan dağlarını yolunu tutup PKK’ye katıldı. Aydın, okumuş ve parlak bir gelecek vaat eden Rizgar yoldaşımız, nitelikli bir insan olarak Kürt toplumuna hizmet etmeyi ve toplumsal alanda çalışmayı denedi. Fakat TC faşizmi buna izin vermeyince ve engel olunca, Rizgar yoldaşımız da çözüm ve kurtuluşu silahlı mücadelede görerek bir gerilla olmayı seçti. Rizgar yoldaş, profesyonel devrimciliğe adım attığında 2006 yılında PKK’ye katılan ve 2011’de Botan’da şehadete ulaşan amcasının oğlu Rizgar Farqîn – İlyas Ölçen yoldaşımızın adını aldı. Rizgar yoldaşımız bu tutumuyla şehitlerin izinden yürüyeceğini daha ilk adımında bir tutum olarak belirledi.

https://hpgsehit.com/index.php/ehit-kuenyeleri/2015-ehitlerimiz/item/3811-ozgur-rohat-umit-olcen

Rizgar yoldaşımızın abisi Özgür Rohat – Ümit Ölçen yoldaşımız da, 2009’da üniversite okurken gerillaya katılıp 2015’te Dêrsîm’de şehadete ulaştı.

https://hpgsehit.com/index.php/ehit-kuenyeleri/2015-ehitlerimiz/item/3811-ozgur-rohat-umit-olcen

Her iki kardeş ve yoldaşın hayatı ve mücadelesi neredeyse birbirine benzer yaşam dönemeçlerinden ve aynı devlet zulmüne maruz kalarak yolunu çizdi.

Rizgar yoldaşımız, 2012 yılında Kurdistan dağlarına ulaşmayı başarıp Komalên Ciwan’a katılarak ilk eğitimini Şehîd Alî Çîçek Gençlik Akademisi’nde aldı. İdeolojik, teorik ve tarihi açıdan önemli bir birikime sahip olan Rizgar yoldaşımız, akademide örgütsel konularda güçlü bir tecrübe aldı. Mücadele sorunlarına, düşman gerçekliğine, Kürt halkının özgürlük davasının zafere taşırılmasına kafa yordu. Kürt halkının öncüsü olan Kürt gençliğinin sağlam bir militanı olmak için kendisini her anlamda mücadeleye yatırdı. Kurdistan dağlarındaki gerillaların yaşamında şahitlik ettiği özgür yaşama bakış, bu yaşamı özgürleştirme aşkı ve hakikati paylaşan içten yoldaşlık O’nu en fazla etkileyen gerçekler oldu. Rizgar yoldaşımız, akademiden ve yoldaşlarından aldığı güçle Qendîl, Rojavayê Kurdistan, Mexmûr ve Garê alanlarında çalışmalarını yürüttü. Gittiği her yerde halka ve yoldaşlarına öncülük etmeyi başardı. Canla, başla, emekle çalıştı. Çünkü Kürt halkına verdiği her emeğin Kürt ve Kurdistan’ı daha da güzelleştirip güçlendirdiğini iyi biliyordu. Bu temelde halkının sadık bir hizmetkarı ve fedai militanı olmayı esas aldı. Toplumsal çalışmalarda üzerine düşen görevleri başarıyla yerine getirdikten sonra askeri alana geçmeyi, kendisini gerillacılıkta yetkinleştirmeyi ve düşmana karşı silahlı olarak da savaşmayı önerdi. 2015 yılında işgalci Türk devletinin topyekün bir biçimde Kürt halkına saldırdığı bir dönemde, Rizgar yoldaşımız da buna cevap olarak Komalên Ciwan bünyesindeki Şehîd Mawa Operasyon Okulu’nda askeri eğitim gördü. Askeri eğitimini de başarıyla tamamladıktan sonra artık yıllardır özlemini çektiği ve sabırla beklediği hayaline kavuşmanın vaktinin geldiğini belirterek doğduğu Amed topraklarına bir gerilla olarak gitmeyi önerdi. Rizgar yoldaşımız, bu önerisini pratikleştirmek için ideolojik, örgütsel ve askeri bakımdan yeterli bir düzeye ulaşmıştı. Ancak abisi Özgür Rohat yoldaşımızın 2015’te yaşanan şehadeti ve ailesinin acısının henüz yeni olmasından dolayı örgütümüz tarafından Bakur’a gönderilmesi uygun görülmedi. Fakat Rizgar yoldaşımız, şehitlerin anısına layık olmanın ancak mücadeleyi yükselterek mümkün olabileceğini belirtip ısrar ederek 2016 yılında Amed’e geçti.

Doğduğu, aşık olduğu, benliğini şekillendiren ve ruhuna anlam katan Amed topraklarına kavuşmak Rizgar yoldaşımız için tarif edilemez bir duyguydu. Kurdistan’ın her yeri Rizgar yoldaşımız için değerliydi, ancak her Kurdistanlı gibi Rizgar yoldaşımızın yüreğinde de Amed’in yeri başkaydı. Bu duygularla ve düşmandan büyük hesap sorma istemiyle hızla mücadeleye dahil oldu. Düşman saldırılarının her tarafta pervasızlaşıp halkımıza hunharca saldırdığı bir dönemde Rizgar yoldaşımız da silahına sarılarak mücadelesini yükseltti. Birçok eyleme bizzat katıldı. Askeri birikimini pratik sahada tecrübe etti. Düşmana hiç beklemediği yerden sürpriz darbelerin vurulması için yoğunlaştı, keskin zekası ve yaratıcılığıyla öneriler geliştirdi. Rizgar yoldaşımız duruşu, emeği, katılımı ve yoğunlaşmasıyla emin adımlarla komutanlaşma yolunda ilerledi. Kürt dilini çok seven, hep Kürtçe konuşan ve Kürtçeyi yaşamın her anına hakim kılan Rizgar yoldaşımız, genel kültür bilgisiyle de yoldaşlarının başvurduğu bir kütüphane gibiydi. Engin bilgi ve birikimiyle bulunduğu her yerde yoldaşlarına güç verip, yardım etti.

Kürt halkı ve mücadelemiz için parlak bir gelecek vaat eden Amed halkımızın yiğit evladı, Apocu fedai militan ve örnek komutan Rizgar Farqîn yoldaşımız, 2 Kasım 2019 günü Amed’in Licê ilçesine bağlı Sîsê bölgesinde girdiği düşman pususunda çatışarak şehadete ulaştı. Özgür Kürt’ün varlığına ve mücadelesine tahammül edemeyen işgalci Türk devleti, Kürt’ün şehidine de büyük tahammülsüzlük gösterip haftalarca Rizgar yoldaşımızın cenazesini ailesine teslim etmedi. Şehidimizin naaşına eziyet ederek Kürt halkından intikam almaya çalışsa da, yurtsever ailesinin direnişi ve duruşu sayesinde naaşı Türk devletinden alınıp doğduğu, büyüdüğü ve uğruna canını verdiği Amed topraklarına verildi. Rizgar yoldaşımızı şehadete ulaştığı Kasım ayında anarken, Özgür Rohat ve Rizgar Farqînleri mücadelemizde şehit veren değerli yurtsever ailesine en içten dileklerle başsağlığı diliyor, şehitlerimizin izinde amaçlarını mutlaka başaracağımızın sözünü veriyoruz.

19 Kasım 2025

HPG Basın İrtibat Merkezi

 

 

 

 

 

© 2025 hpgsehit.com KURDISTAN