Tarihin ilk ve en büyük değerlerini yaratmasına rağmen acımasız soykırım saldırıları altında can çekişen Kürt halkı, PKK ile yeniden dirilip tarihin sahnesine çıkmıştır. Rêber Apo, hiçbir umut kırıntısının olmadığı koşullarda bir hakikat savaşçısı olarak yola çıkmış ve Kurdistan’ın her karış toprağına yayılan destansı bir direniş çizgisi yaratmıştır.
Amed Zindan Direnişi ile boyun eğmeyen PKK militanlığı ve Tarihi 15 Ağustos Atılımı ile zafer iradesi açığa çıkartılmıştır. Kurdistan’ın yiğit kadın ve erkekleri Rêber Apo'nun yaktığı özgürlük meşalesi etrafında kenetlenerek bu kutsal çağrıya en anlamı ve görkemli cevabı vermişlerdir.
Rêber Apo’nun özgürlük çağrısına kulak vererek PKK’ye katılan asil Kürt gençlerinden biri de Sabrî Tendurek yoldaştır. Sabrî yoldaş, Ertûşî aşiret konfederasyonunun Şerefan aşiretine bağlı bir ailede yaşama gözlerini açtı. Serhed’in kadim kenti Wan’ın Elbak ilçesinde dünyaya gelen Sabrî yoldaşımız, bozulmamış Kurdistanî kültür ve geleneği özümseyerek büyüdü. Dengbêjlerin serhildanları işleyen kilamları ve halkımızın çektiği acıları anlatan ağıtları, yaşadığı toplumu daha yakından tanımasını sağladı. Zulme boyun eğmeyen asi kişiliği erken yaşlardan itibaren şekillenmeye başladı. Yurtseverlik ve direnişçiliğin hiçbir zaman sönümlenmediği bir aile ve çevreden gelmesi, beraberinde toplumsal sorunlara karşı duyarlı olmayı getirdi. İşgalcilerin halkımıza çektirdiği acılara tanıklık etmesi ve yükselerek bütün Kürt gençlerini etkisi altına alan gerilla direnişi, Sabrî yoldaşımızın tereddüt etmeden mücadele saflarına katılmasının önünü açtı. Sabrî yoldaş, 1 Temmuz 1989’da, henüz on sekizindeyken tereddüt etmeden mücadele saflarına katıldı. Ömrünün baharında kendisini tüm benliğiyle asimilasyon, inkar ve imha saldırıları altında can çekişen, soykırım kıskacında varlık mücadelesi veren mazlum Kürt halkının özgürlüğüne adadı. Apocu çizgide, kesintisiz ve soluk soluğa sürdürdüğü mücadelesiyle halkımızın özgürlük özlemine cevap olmaya çalıştı.
Doğup büyüdüğü topraklarda gerillayla buluşan Sabrî yoldaş, ilk gerillacılık pratiğini Serhed’de yürüttü. 11 yıl boyunca Serhed Eyaleti’nde her anı zorluklarla geçen bir mücadele yürüttü. Hem ideolojik hem de askeri anlamda kendisini Apocu ideolojiyle yaratarak 28 yıl sürecek özgürlük yürüyüşüne sağlam adımlarla başladı. Serhed’de yeni bir savaşçı olarak başladığı mücadelesini Serhed Eyalet Komutanlığı düzeyine ulaşana kadar devam ettirdi. Her koşul altında Partimizin talimatlarına bağlı kalmayı kendisi için temel ilke edindi. PKK'nin büyük bedeller vererek yarattığı direniş kültürünü, özgür yaşam ölçülerini canı pahasına korumayı esas alarak tüm yoldaşlarının güvenini, sevgisini ve saygısını kazandı. Cesareti ile yoldaşlarına güç ve moral kaynağı olan Sabrî yoldaşımız, fetihçi özelliği ile zapt edilmesi imkansız görünen düşman mevzilerini düşürebilen gerilla komutanı oldu. 93 – 94 kış sürecindeki çok kapsamlı düşman saldırılarını Tendurek’te tamamen bertaraf etti. Alanını hiç bırakmayıp, Tendurek’i geçilmez bir direniş kalesine dönüştürdü. Serhed’in zorlu kış koşullarında, metrelerce kar içinde düşmanı karşıladı, zengin taktiklerle en sert darbeleri vurdu.
Emin adımlarla Egîdleşme yolunda yürüyen Sabrî yoldaş, duruşu ve pratiğiyle Rêber Apo’nun sahasına gitmeye ve Önderlik eğitimi almaya layık görüldü. Bu temelde Rêber Apo’nun yanına giden Sabrî yoldaş, Apoculuğa ve PKK’ye dair en derin ve kapsamlı eğitimini bizzat kaynağından aldı. Rêber Apo’nun sadece söylediklerine değil, yaşamına, hal ve hareketlerine, üslup ve tarzına odaklandı. Rêber Apo’nun kişiliğine sığdırdığı özgür insan gerçekliğini, halk önderliğini ve amansız mücadele yürütücülüğünü hayranlıkla izledi. Sabrî yoldaş, tüm benliğiyle kendisini Rêber Apo’yu anlamaya, özümsemeye ve uygulamaya adadı. Önderlik Sahası’ndaki eğitimini tamamladıktan sonra Apoculuğun pusulasını yüreğine yerleştirerek asla yolunu şaşırmayacak bir Apocu olarak yüzünü yeniden Serhed’e döndü. Sivil elbiselerle geldiği Serhed dağlarına bu sefer Apocu bir komutan olarak ayak basan Sabrî yoldaş, üstlendiği sorumluluğun bilinciyle pratiğe başladı. 1996’dan 1999’a kadar sayısız operasyon ve düşman saldırısıyla geçen yıllarda Apocu komutanlık meziyetlerini konuşturarak Serhed’de tüm düşman saldırılarını karşılamayı bildi. Sabrî yoldaş, savaşı geri cepheden veya uzaktan koordine eden bir komutan olmadı. Daima bizzat alanda ve savaşın içinde, savaşçılarıyla omuz omuza savaştı. 1996’da Serhed’deki kapsamlı bir operasyon sürecinde girdiği çatışmada yüzünden yaralandı. Ancak durup dinlenmeden ve yarasını tez elden sarararak görevini devam ettirdi. Düşman Serhed’de gerillayı tasfiye etmek için ne kadar saldırsa da, bunların hepsi nafile bir çaba olarak Sabrî yoldaş öncülüğündeki gerilla direnişinin çeperine çarpmaktan öteye bir anlam ifade edemedi.
Sabrî yoldaş, Önderliğimize yönelik gelişen Uluslararası Komplo’ya karşı duyduğu derin öfke ile 1999’da yüzünü döndüğü Medya Savunma Alanları'nda, her Apocu militan gibi yetersiz yoldaşlığın verdiği derin mahcubiyeti tüm hücrelerine kadar hissetti. Özeleştiri olarak kendisini Rêber Apo'nun özgürlük felsefesinde derinleştirmeyi esas alarak, Rêber Apo'nun iyi ve yeterli bir yoldaşı olmanın müthiş çabasını verdi. Partimizi içten çürütmeye çalışan tasfiyeci eğilimlere karşı radikal ve sözünü esirgemeyen duruşuyla öne çıkarak Rêber Apo ve şehit yoldaşlarımızın emekleriyle yaratılan değerlerin en yılmaz savunucusu oldu. İmha, tasfiye ve yozlaşmanın dayatıldığı kritik dönemlerde en doğru tutumun Bakurê Kurdistan'da özgürlük savaşının yükseltilmesi olduğuna inandı. Sabrî yoldaşımız, Apocu çizgiyi uygulama temelinde 2003 yılında yüzünü zorlu mücadele alanlarına döndü ve Dêrsîm Saha Komutanlığı görevini üstlenerek Dêrsîm’e geçti.
Mücadele tarihimizin önemli bir dönüm noktası olan Tarihi 1 Haziran Hamlesi sürecinde Dêrsîm Saha Komutanlığı görevini yürüten Sabrî yoldaşımız, hamlenin öncülüğünü yapan ve başarıya ulaşması için büyük bir emek ortaya koyan komutanlarımızdan oldu. Yaşadığı yoğunlaşma ve atılımcı ruhu sayesinde gerillanın yeni mücadele alanlarına yönelmesini sağlamak için öneri ve görüşlerini yoldaşlarıyla paylaşarak mücadeleyi büyütmenin arayışını güçlendirdi. İdeolojik ve politik anlamda ulaştığı düzey ile öngörülü bir komutan olan Sabrî yoldaşımız, derin gözlem ve analiz gücü sayesinde Türk ordusunun geliştirdiği taktikleri zamanında çözümleyerek bunlara karşı etkili tedbirler geliştirdi. Böylece Kurdistan Özgürlük Gerillası'nın yenilmezlik kimliğinin oluşmasına büyük katkı sağlayan komutanlarımızdan biri olarak mücadele tarihimizdeki yerini aldı.
Dersîm'deki görevini başarılı bir şekilde yerine getirdikten sonra 2006 yılında Medya Savunma Alanları’na döndü ve HPG Ana Karargâh Komutanlığı (şimdiki adıyla Merkez Karargah Komutanlığı) çalışmalarında yer aldı. İki yıllık Ana Karargah çalışmalarından sonra bu sefer de ağır ve önemli bir sorumluluk olan Botan Saha Komutanlığı görevini üstlenerek 2008 yılında Botan’a geçti. Botan’da ölümsüz komutanımız Egîd yoldaşın izinden yürüyen bir komutan olmayı başardı. Sabrî yoldaş, Botan’da hakim kılınmak istenen tasfiyeci eğilim ve özelliklerine karşı çetin bir ideolojik ve örgütsel savaşım verdi. Apocu çizgiyi güçlü bir şekilde oturtup çizgi dışı anlayışları bertaraf ederek önemli bir düzey yarattı. Sabrî yoldaş, Botan Saha Komutanlığı görevini yürütürken hem içe hem de düşmana karşı olan mücadelesinde başarılı bir pratik sergiledi. 2010’da Botan’daki görevini yerine getirdikten sonra Medya Savunma Alanları’na döndü.
2010 ve 2011 yıllarında PKK Ocağı'nda iki devre eğitim gören Sabrî yoldaşımız, bu süreçte yaşadığı yoğunlaşma ile her şeyden önce doğru yoldaşlığın arayışçısı oldu. Bir hakikat savaşçısı olarak kadınla doğru yoldaşlığın cins mücadelesindeki derinleşme ve erkek egemenlikçi özelliklerin sökülüp atılmasıyla mümkün olabileceğine inandı. İnandığı gibi yaşamayı ilke düzeyinde ele alan yoldaşımız, tüm mücadele yaşamı boyunca kadın yoldaşlarıyla özgürlük ölçülerinde bir yaşam paylaşmayı esas aldı. Zafer komutanlığına doğru kararlı adamlarla yürüdü ve pratiğiyle bütün yoldaşlarına güç kaynağı olmayı bildi. Apocu felsefede derinleşen tarz ve temposuyla devrim görevlerini başarıya taşımayı esas alan Sabrî yoldaşımız, tecrübesini yeni yoldaşlarına aktardı. Binlerce yeni savaşçı ve yüzlerce komutanın yetişmesinde büyük emek sahibi oldu. Her yoldaşının Apocu felsefede, gerillacılıkta ve PKK yaşamında derinleşip öncüleşmesi için bütün tecrübe ve birikimini ortaya koydu. Sabrî yoldaş, PKK’den aldıklarını asla yoldaşlarından esirgemedi. Devrimci Halk Savaşı’nın başarıya ulaşması için bütün tecrübesini mücadelemizin hizmetine koydu. Birçok eylemin her aşamasında yer alarak en ön safta yoldaşlarıyla birlikte savaşı koordine etti. Bulunduğu tüm mücadele alanlarında tüm yoldaşlarıyla ruhsal birliği sağlayarak devrimci atılımları örgütledi. Akışkan enerjisi, canlı ve aktif kişiliği sayesinde tüm yoldaşlarını da sürece adapte etmeyi başararak etkili bir mücadele tarzının açığa çıkmasına öncülük etti. PKK militanlığına yaraşır mütevazı bir yaşamın sahibi olan Sabrî yoldaşımız, Apocu sosyalist kişiliğin temsiliyetini layıkıyla yaptı.
Sabrî yoldaş, 2015 yılında kaleme aldığı bir raporunda inanç ve kararlılığını şu sözlerle dile getirmişti: ‘’Mücadele tarihimizde 20 binden fazla şehit verdik. Özellikle son yıllarda yoğunlaşan savaş neticesinde bizzat tanıdığımız ve yaşadığımız birçok arkadaş şehit düşmüştür. Kobanê’deki bir ananın Kobanê’de yaşanan savaş için, ‘Qelenê Kobanê me bi xwînê da’ belirlemesinde dediği gibi ‘Qelênê Kurdistanê jî me bi xwînê da.’ Öyle görünüyor ki daha da fazlasını vereceğiz. Kuşkusuz devrim ve özgürlük bedelsiz olmaz. PKK, bir şehitler partisidir ve bu gelenek üzerinde büyümüştür. Bu konuda esas alacağım ölçü, şehitlere sahip çıkmanın göstergesi, partiye ne kadar sahip çıktığım biçiminde olacaktır. Devrimi geliştirmek, doğru bir duruş sahibi olmak, yoldaşlıkta ahde vefa ile mümkündür. Bunun bilincindeyim. Sonuna kadar arkadaşlarımızı ve şehitlerimizi unutmayacağım ve sağlam bir duruşun ve katılımın sahibi olacağım. Bu esaslar üzerinde, 2015 yılını Rêber Apo’nun ve Kurdistan’ın özgürlük yılı yapmak temel hedefimiz ve şiarımıza sonuna kadar sahiplik edip, üzerime düşen öncülük misyonu noktasında tüm sorumluluklarımı yerine getireceğim. Kurdistan zaferini kalıcılaştırmak için, var olan eksikliklerimizden arınacağız, dönemin gerektirdiği devrimin ruhuyla kendimizi hazırlayacağız. Bu anlamıyla ideolojik, politik, örgütsel ve iradi olarak önümde hiçbir engel görmemekteyim. Bu esaslar üzerinden bütün mücadele alanlarına hazır olduğumu belirtiyorum. Dönemin gerektirdiği böylesi keskin bir irade beyanı ile güçlü ve doğru bir katılımın olduğu kadar kesin başarının da sözünü halkımıza ve tüm yoldaşlarımıza verebilirim.’’
Kurdistan Özgürlük Gerillası’nın tarihi mücadelesinin zafere ulaşması için her anını direnişe adayan ve aldığı her sorumluluğu layıkıyla yerine getiren değerli komutanımız Sabrî Tendurek yoldaş, gerillanın yeniden yapılandırılmasından yeni dönem taktiklerinin başarılı bir şekilde uygulanmasına kadar birçok konuda emek verdi. 2011’den sonra Xakurkê, Avaşîn, Zap, Metîna başta olmak üzere Medya Savunma Alanları Sevk İdare Komutanlığı ve sonra da Bakur Sevk İdare Komutanlığı görevlerini üstlendi. 18 Mayıs 2016’da halkımız ve Hareketimiz için çok anlamlı bir gün olan Şehitler Günü’nde gerçekleşen bir düşman saldırısı sonucunda şehadete ulaşana kadar da bu görevlerini eksiksiz bir biçimde yerine getirdi.
Mücadelesi, yaşamı ve öncü militanlık duruşuyla özgürlük yürüyüşümüzün bugünkü düzeye ulaşmasında belirleyici bir emek ve çabası olan fedai komutanımız Sabrî yoldaşımızın şehadeti, her ne kadar halkımız ve Hareketimiz için ağır olsa da biz yoldaşlarına yüklediği sorumluluklar halkımızın özgür yaşamının mayası olacaktır. Her bir Apocu militanın üzerinde eşsiz bir emeği olan ve yaşarken efsaneleşen Sabrî Tendurek yoldaşımızı bir kez daha saygı, sevgi ve minnetle anıyor, hayallerini mutlaka gerçekleştireceğimizin sözünü yineliyoruz.
24 Kasım 2025
HPG Basın İrtibat Merkezi






