Erdexan’ın Hoçvan köyünde gözlerini dünyaya açan Şîlan yoldaşımız, etrafını saran kadim Kurdistan dağların bağlarında büyüdü.

Şîlan yoldaşımız, henüz küçük yaşındayken halkımıza özgürlük umudu olan Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ni yok etmek isteyen düşmanın yoğun saldırılarına, köylerin yakılmasına ve boşaltılmasına tanıklık etti. Faşizmin Kurdistan’da kol gezdiği 90’lı yıllarda özgürlük iradesinden vazgeçmeyen halkımız, teslimiyet ve ihaneti ret ederek yaşadığı kadim topraklardan göç etmek zorunda bırakıldı. Kurdistanî duyguları ön planda olan yoldaşımızın ailesi, düşmana boyun eğmeyerek Türkiye metropollerinden İstanbul’a göç etmek zorunda kaldı. Ancak toplumsal değerlerinden ve öz kimliğinden kopmadı, çocuklarını da bu kutsal değerler etrafında büyüttü. Şîlan yoldaşımız, bu değerlerle iç içe, ailesinden aldığı Kürt kültürünü özümseyerek büyüdü. Küçük yaşına rağmen tanık olduğu düşman vahşetini hiçbir zaman unutmadı. Özgürlük umudu her zaman diri olan yoldaşımızın arayış ve sorgulamaları her geçen gün biraz daha derinleşti. Metropol yaşantısı Şîlan yoldaşımızın özgürlük beklentilerine asla cevap olamadı. Bağrında büyüdüğü dağlara olan özlemi hep diri kaldı. Şîlan yoldaşımız bu süreci bir yazısında şöyle işler: ‘’İstanbul’da oturduğumuz semt daha çok Türklerin ağırlıkta yaşadığı bir mahalleydi. Mahalleye lise yıllarında Kurdistan’dan zorla göçertilen ailelerin yerleşmesi, bendeki arayışların daha çok bu aileler şahsında Kürtlük bilincine yöneldiğini söyleyebilirim. Bu ailelerin giyim tarzı, yaşamları, zorla göçertilmenin acılarını yaşamaları ve dışlanmaları beni çok etkiledi. Araştırmaya başladım ve bu arayışım beni mücadeleye yönlendirdi.’’ 2001 yılında çalışmalara dahil olan yoldaşımız, mücadele saflarına ilk adımlarını attı. Kürt kimliğiyle başlayan arayışları Şîlan yoldaşımızın bir kadın olarak kendisini arama, özüne ulaşma arayışını da beraberinde getirdi. Kendisini tanıyarak toplumunu, geçmişini ve geleceğini tanımaya, anlamaya başladı. İkinci sınıf olarak görülen, bedeninin her parçası ayrı ayrı pazarlanan kadın gerçeğini, Rêber Apo’nun değerlendirmeleriyle bilince çıkarmaya başladı. Metropolde yaşamasına rağmen Şîlan yoldaşımızın dağlara olan özlemi ve özgürlük arayışı hiçbir zaman bitmedi. Geliştikçe mücadeleye daha fazla katılma kararlılığına ulaştı. Ülkeye geçerek çocukluk hayali olan gerillayla, dağlarla ve öz kimliğiyle bütünleşmek isteyen Şîlan yoldaşımız, 2002 yılında gerillaya katılmak isterken düşman tarafından tutuklandı. Dört ay düşman zindanlarında kalan yoldaşımız, bu süreçte Rêber Apo’nun savunmalarını okuma fırsatı buldu. Önderliğe bağlılığı ve kararlılığı daha da gelişti. Zindandan çıktıktan sonra 2003 yılının son baharında tereddüt etmeden Kurdistan Özgürlük Gerillası saflarına katıldı.

Şîlan yoldaşımız, gerillaya katılarak ülkeye olan özlemini dindirdi ve Kurdistan dağlarında kendisini Önderlik felsefesiyle yeniden yaratmaya başladı. Heyecanı ve coşkusu yaşama yansıdı ve bütün yoldaşlarını etkiledi. İlk eğitimini alan Şîlan yoldaşımız, kapitalist sistemin insanı yutan, özgür bireyi hiçleştiren zihniyeti karşısında Kurdistan dağlarında emekle ilmek ilmek örülen yaşamdan çok etkilendi. Aldığı eğitimi güçlü çıkışların zemini haline getirdi. Kendisini her zaman sorguladı, sistemin kişiliğinde yarattığı olumsuz özelliklerden kurtulup öz kimliğine ulaşmaya çalıştı ve bunun için yoğun bir emek ortaya koydu. Önderliği, halkımızın hiçbir kitapta anlatılmayan tarihini, mücadelemizi ve toplumun öncüsü olan kadının nasıl yok oluşun eşiğine getirildiğini daha iyi anlamaya başladı. Mücadeleye öncülük etme misyonuna layık olmak için her alanda kendisini geliştiren yoldaşımız, askeri alanda hızlı gelişimiyle de dikkat çeken yoldaşlarımızdan oldu. Eğitim sürecini başarıyla tamamladıktan sonra pratiğe yönelen Şîlan yoldaşımız, Xinêre alanında çalışmalara dahil oldu ve ilk tecrübesini edinmeye başladı. Şîlan yoldaşımız, her yeni günü mücadelesini büyütme temelinde karşıladı. Dağlara olan tutkusu kısa sürede yaşamla ve yoldaşlarıyla bütünleşmesini sağladı. Hep zirvelere ulaşmayı hedefledi. Zirvelerde özgürlüğe dokunmak istedi. Bu nedenler Kurdistan dağları, dağların zirveleri onun kalbinde her zaman farklı bir yer tuttu. Öğrenmeye ve özgürlüğe aşık bir militan olan Şîlan yoldaşımız, Xinêre’den sonra Xakurkê, Zap, Zagroslara geçerek mücadelesini aralıksız bir şekilde devam ettirdi. Yaşamdaki öncülüğünü düşmana karşı olan savaşında da gösterdi. Komutanlaşarak daha büyük görev ve sorumluluklara kendisini hazır hale getirdi. Karış karış Kurdistan topraklarını arşınladı, emek verdi ve yoldaşlarıyla birlikte değer yarattı. Şîlan yoldaşımız, yaşamı gerilla patikalarında, zorlu pratikler içinde ve savaşta öğrendi. Şîlan yoldaşımız bir yazısında gerilla gerçekliğini şu çarpıcı ifadelerle yazıya aktarır: ‘’Yürümeyi bileceksin arkadaş. Dizlerin tutmayıp titrese de yürüyeceksin. Yürümemek, arkada kalmak, ölüme yatmaktan başka nedir ki! Yürümek hayat demek buralarda. Durmak ise ölümle eşdeğer. Şu inim inim sızlayan, feveran eden ayaklarımın basmadığı bir yer kaldı mı bu coğrafyada. Kaç sınırı kaçak geçti bu ayaklar. Kaç kez dokundu ölümün soğuk yüzüne. Ve kaç kez hasreti vuslat eyledi. Kavuşmamak, ulaşmamak ve uzanmamak her neye ilişkin olursa olsun anlam katar buna uzak olan ve özleyen varlığa.’’

Bir hakikat nefesi olarak en ön safta yerini alana Şîlan yoldaşımız, dağların kuytularında saklı olan kutsal yaşamın arayışçısı oldu. Yaşamı boyunca Önderliği doğru anlamaya ve anladığını yaşamsallaştırmaya çalıştı. Özü, sözü ve pratiğiyle bütünlüklü bir militan oldu. Her alanda yürüttüğü çalışmalarla göz dolduran Şîlan yoldaşımız, akademi ve PAJK eğitimlerine dahil oldu, yaşadığı pratikleri gözden geçirdi. Ufku daha da açıldı ve bilinci derinleşti. Eksik kalan yanlarını tamamlamak, kendisinde zafer kişiliği geliştirmek için her zaman yoğunlaşma halindeydi. Eğitim sırasında kendisini yenileyen yoldaşımız, aynı zamanda tecrübesiyle genç yoldaşlarına da öncülük yaptı. Genç yoldaşlarımızın Önderliği, mücadelemizi ve şehitlerimizi daha iyi tanıması için büyük bir emek ve çaba ortaya koydu. Altı yıl boyunca kesintisiz başarılı bir pratik yürüttükten sonra HPG BİM çalışmalarına katılarak Mazlum Doğanların, Gurbetelli Ersözlerin, Qasim Engînlerin, Dozdar Hemoların ve Halil Dağların açtığı yoldan yürümeye başladı. Özgür basın geleneğini şehitlerden devralan Şîlan yoldaşımız, güçlü yoğunlaşmalarını basın alanında da pratikleştirdi. Bin bir emek ve en zor koşullarda yaratılan özgür basının militanı olarak, halkımızın kendi çocuklarının kaleminden, objektifinden gerçekleri öğrenmesinde büyük emek sahibi oldu. Zulme karşı bitmeyen kavganın savaşçı olan Şîlan yoldaşımız, her zaman yanında taşıdığı dağ heybesinde birikenleri halkımızla paylaştı. Hakikatin sesi oldu. Yazdığı yazılarla, objektifine yansıyan karelerle mücadeleyi ölümsüzleştirdi. Tanıştığı her gerillanın hikayesinin bir parçası oldu ve halkımıza taşıdı. Zorluk karşısında asla geri adım atmayan yoldaşımız, mücadelesiyle yoldaşları için güç ve moral kaynağı oldu. Özgür basın saflarında birçok yoldaşımızın yetişmesinde emeği olan Şîlan yoldaşımız, kamerasını ikinci silahı yaptı ve gururla son ana kadar taşıdı. Her geçen gün kendisini sorgulamayı asla bırakmadı. ‘‘Kadro örgütlenmiş ve eylemsel kılınmış hakikattir’’ diyen Önderliğin hakikatine ulaşmak için yaşamının her anını tereddütsüzce mücadeleye adadı.

En zorlu dönem ve görevlerin militanı olan Şîlan yoldaşımız, 2016 yılında tekrar yüzünü Zagroslara döndü ve düşmanın işgal saldırıları karşısında gelişen tarihi gerilla direnişini yöneten, aktif olarak öncülük yapan yoldaşlarımızdan oldu. Cîlo ve Zap bölgelerinde düşmana ağır darbelerin vurulmasında büyük emeği olan Şîlan yoldaşımız, yürüttüğü savaş pratiğiyle de YJA Star militanlık çizgisini layıkıyla temsil etmeyi başardı. Rêber Apo ve PKK’yi yaşamının merkezine koyan Şîlan yoldaşımız, ‘’Önderim, sıkça vurguladığınız gibi anı anına savaşarak, gül bahçesinde biten güller olarak en yüksek öğretiniz ile sevgi tohumlarının mücadelesine yürüyoruz. Doğudan savrulan rüzgarların kanatlarında size uzanıp hayat buluyoruz. Sizin ellerinizde yeşeriyoruz. Şimdi ülkemin Önderlik kokan dağlarında asil portrenizi görüyor ve bunun verdiği güçle yürüyor, mücadele ediyoruz. Gözleri ihanetle körleşenler, yürekleri vicdansızlık tarlasında çürüyenler anlayamaz Önderlik sevgisini’’ diyerek bağlılığını en yalın şekilde ortaya koydu ve mücadelesiyle bağlılığını pratikleştirdi.

14 yıllık gerilla yaşantısı boyunca bütün yoldaşları tarafından örnek alınacak bir mücadele yürüten Şîlan yoldaşımız, 15 Ağustos 2017 tarihinde düşmanın gerçekleştirdiği saldırı sonucunda ölümsüzler kervanına katıldı. PKK ve PAJK çizgisini yaşamda ve savaşta başarıyla temsil eden yoldaşımız, yürüttüğü basın çalışmalarıyla da gerillanın tarihi direnişini belgeledi ve tarihin hafızasına kazıdı. Geride kalan yoldaşları olarak Şîlan yoldaşımızın emekle örülü mücadelesini bütün gücümüzle sahiplenerek zafere taşıyacağımızın sözünü veriyoruz.

29 Ekim 2025

HPG Basın İrtibat Merkezi

 

 

 

 

 

© 2025 hpgsehit.com KURDISTAN