Yalnızlık nedir? Yığınlar kalabalığı içerisinde diğerlerine benzememe savaşımı mı, yoksa diğerlerine benzeşme mi. Özünde yalnızlık tek başına yaşanılmaz, en acı yalnızlık kalabalık içerisinde öteki olarak yaşamaktır. Yaşam, doğasına aykırı bir biçimde farklılıkları sindiremeyen monoton bir akış içerisinde sürdürülmeye çalışılıyor.
Mahabat denilince Qazi Muhammed aklımıza gelir. Bir yıllık bir devrim sürecini yaşar. Qazi Muhammed...Tarihi oldukça zengindir. Med ve Pers ittifakı vardır. Kürtlere en yakın halktır. Yine yiğitliği ile dünyaya nam salmıştır. Rüsteme Zal buralıdır. Zerdüştlük burada doğmuştur.
“Boran arkadaş Mardinli bir arkadaştı. Mardin merkezde çok kalmıştı. Arap halkının içerisinde çok yaşamıştı. Aslında Arap halkını da çok sevmişti. Ayrıca Adana’da büyümüştü. Ailesi Mardin’den Adana’ya göç etmek zorunda kalmıştı. Ailesiyle birlikte ağabeyleri de Adana’da yaşıyorlardı.
Bir kadın, genç bir kadın… Dağların doruklarında hayatı arayan, ideallerinde beslediği yaşamın peşinden koşan bir gerilla ancak bu kadar güzel, içten, sıcak ve samimi gülebilirdi.
‘Onlar’ı görmedim hiç, aynı ortamı paylaşma olanağım da olmadı… Aynı sofrada bağdaş kurup uzun uzun sohbet etme koşullarımız da oluşmadı. Bir gerilla fırınının önünde veya bir çay molasında uzanan kuyrukta da birlikte durmadık, aynı sırayı paylaşma imkanımız da olmadı.
Bugün size sarı saçlı kızdan bahsedeceğim. Çok uzaklarda bir köy vardı; susuz, elektriksiz, tarım imkânı kıt vb. gibi sorunların olduğu bir köy. Akıllı ve becerikli bir çocuk grubuna da sahip. Dedim ya birçok imkânsızlık. Okul da yok. Hayvancılıkla uğraşılıyor. Geçimini sağlayan birkaç ev ve sarı saçlı kız. Okumaya hevesli olan bu kız ne yapar, ne eder okul okumak için bir çare bulmaya çalışır.
Agit arkadaşı tanımak için öncelikli olarak Rojhilat Kürdistan’ı tanımak gerekir. Rojhilat Kürdistan’da gerilla çalışmalarımızın en etkili olan sahaları ise Urmiye ve Van sınırına uzanan hatlardır. Buralara uzun zamandır gerillalar girip çıkmışlardır. Sınır hatlarında yoğun bir gerilla ve eylemlilik varken, içlere doğru ise gerillanın yarattığı etki ve onun yansımaları vardır. Ancak yine de gerillanın içlere doğru yer yer açılımları beraberinde halkla sağlıklı ilişkilerin geliştirilmesinde önemli bir faktördür.
Amed asırlardır sarsılmaz ve unutulmaz direniş destanlarıyla, özgürlük kalesi haline gelişi ve gönüllerde taht kurduğu gibi tarihin en anlamlı anlarında misyonunu bilen halkçı, direnişçi yapısı da onu daha da anlamlı ve görkemli kılmaktadır. Her vakit yiğitlik, sadakat ve asaletin simgesi olmuştur. Demirci Kawa’dan, çağdaşı olan Mazlum Doğanlar’dan Vedat Aydınlar’a kadar günümüze dek süre gelen direniş çığlığı sel gibi akıp devam etmektedir.
Serkeftin kedeke bêhempa dixwaze
Diherike weke çemekî ev jiyan, ne diweste, ne jî radiweste. Bê destpêk û bê dawiye, her tiştî di nava xwe de dihewîne. Pîrozî û lanetî, azadî û koletî, kirêtî û xweşikbûn, berxwedanî û xiyanet, wekhevî û bê edaletî… Wiha diherike ev jiyan û tevî dîroka bîr û baweriya mirovahiyê dibe. Ne sînor, ne jî bendavên pergala serwer nas dike, wiha didomîne rêya xwe.
Dem baş rêhevala min Ronahî
Ji ku ve destpê bikim û hestên xwe çawa bînim ser ziman ez jî nizanim, lê ez ê bi kurtî ji we re qala rêwîtiya xwe ya ber bi qada Garzanê ve bikim…
Koma me ya ku berê xwe dida qada Garzanê heval Arjîn, Yerîvan Azadî, Rêzan koçer, Serwer Erzirûm, Dengtav, Mustefa û Êrîş Rojhilat e. Helbet ez jî di nava vê komê de me. Hemû heval pir bi kelecan in.







Girê Naqîp

